14 Mayıs 2011 Cumartesi

ding ding dong

- Arkadaşım çalıştığı şirketin tiyatro topluluğuna girmişti bir kaç ay önce. Garip bir şekilde girdi aslında ama önemli olan sonucu zaten.
Tiyatroyla ilgili en ufak bir geçmişi olmayan bu insanın ilk oyununda nasıl da harikalar yarattığına inanamazsınız!!! Amatör denilemez. Mümkün değil. Bayıldım. Gözümden yaş getirecek kadar güldüm. Sebebi hem gerçekten komik olması hem de onunla garip bir şekilde gurur duymamdı.
Sanki çocuğummuş da ilk piyesini oynuyormuş gibi, hani anneler olur ya içlerinden "benim çocuğum o!" diye bağırdıkları gözlerinden okunur. Kendimi öyle hissettim işte. Biri keşfetsin bu kızı diye dua ediyordum bi ara içimden, o derece.

- Çileği çok seviyorum ben ya. Ye ye bıkmam. Biri yerken gördüğümde ağzımın suyu akmasın diye irademi güçlendirmem gerekiyor.
Eriği de çok seviyorum kiviyi de... Ama çilek başka. Çok başka. Bir de muzu da çok seviyorum.

- Evlenirken çalacak ilk müziği buldum. Kimin bestesi bilmiyorum henüz. Çok güzel. Çook çok güzel.
Keman sesine de bayılıyorum.

- Yaz gelsin istiyorum. Ama sevgilim askere gidicek ağustos ayında, o yüzden hep temmuzda kalmak... Temmuz uzasın bu yıl bizim için, ağustos bir şekilde gelmesin.
Düşününce özlemeye başlıyorum.

1 yorum:

Adsız dedi ki...

Selam. Siteni tesadüfen tıkladım ve coook beğendim. Sadece bunu demek için bir yazayım dedim. Merve