15 Ağustos 2012 Çarşamba

tatil öncesi falan filanlar

Ayyy bu hafta geçmek bilmedi resmen. Cuma tatile çıkıyorum. İş hayatına başladığım şu uzuuuuun (!?!)
3 yılda 2 hafta kesintisiz ilk tatilim olacak bu benim. 2 hafta işe gelmiyicem! Harika!
Ama işte nasıl motive olmuşsam tatile artık, şimdi günler geçmiyor.

Rota ve nereye kimlerle gideceğimiz belli artık, rahatım, biletler elimizde Manastır’ıma sevgili de geliyor, 
ben = musmutlu!:) 2 hafta birlikte tatil yani. Manastır’dan sonra ver elini Kaş. 9 gün Kaş! 9 gün!

Huzursuzum ya ben bu aralar çok fazla. Umarım tatilde beynim de dinlenir biraz. Boşu boşuna ne kendimi ne de kimseyi üzmem artık.

Cuma’yı bekliyorum kısaca. Haydi bakalım…
Yazamazsam şimdiden iyi bayramlar efenim.

Muguet.

Not: Sevgili annem ve babamla ilk kez bu kadar uzun vakit geçirecek bu arada. Hem stresliyim hem heyecanlıyım. Bir tarafım feci korkuyor, bir tarafım amaaaaan bi rakı masasına bakar yaa, nolucak diyor.

Görcez bakalım! Allah’ım nooolur, nolur nolur hre şey çok güzel olsun!

Yine Muguet.

8 Ağustos 2012 Çarşamba

08.08... sen ne güzel bir tarihsin!:)

Bugün benim doğumgünüm.
Hem sarhoşum hem yastayım… Şaka şaka.

Bugün benim günüm olsun madem.
Hayat, güzel sürprizlerini bekliyorum bugün emi.

Muguet.

7 Ağustos 2012 Salı

huysuz zamanlarım_vol2

Nasıl depresifim.

İçimde sıkıntılar. Ne yaptığımdan anlıyorum ne de sinirim yüzünden yapamadığımdan. Tek bir his kümesi var şu an; sinir/tahammülsüzlük ve onun getirdiği pişmanlık/mutsuzluk en çok da huzursuzluk.

Nedenini bulmaya çalışıyorum, bir türlü ulaşamıyorum ama derine. Bi yerde tıkanıyorum, kendimi haklı çıkarıcak mazeretler bulmaya çalışıyormuşum gibi geliyor. Duruyorum o zaman, kararlar alıyorum: Yapmıyıcam, önce sakinleşmeliyim, sonra tepki veririm.
Sonra bir anda, sanki kararlar alan ben değilmişim gibi, sinirden bağaran birine dönüşüyorum.
Uzaktan kendimi izleyebiliyormuşum gibi geliyor o anlarda, çünkü bir tarafta bağırırken, huysuzlanırken, diğer bir açıda irite olmuş bir şekilde bağıran kızı izleyen bir ben de var, böyle yapmasa keşke diyen…

Of… Çok uzun zamandır böyle.
Kime anlatmaya çalışsam, bir türlü anlatamıyorum gibi geliyor. Ya da daha çok, söyledikleri istediğim cevaplar değil gibi. O zaman da başa dönüyorum tekrar, aradığım, beklediğim bir cevap/yorum varsa kaynağı biliyorum demektir. Nedenini bulursam çözebilirim.
En kötüsü, nedenini bulamıyorum değil de, aslında bulmak istemiyorsam? O daha korkunç. Düşünüp düşünüp bunu keşfetmek istemiyorum.
Kendime bile dürüst olamıyorum bu aralar.

Muguet.

2 Ağustos 2012 Perşembe

planlar planlar, size ihtiyacım var

Off her şey birbirine girdi. Kim önce nereye gidecek, nereden Kaş’a geçecek? Peki hangi yolla geçecek?


Ani değişimlerde ve plansızlıklarda strese giren bünyem kırmızı alarm vermeye başladı bile!

Ne kadar erken planlanırsa o kadar rahat oluyorum ben. Kararsızlıklar, değişimler, yoksa böyle mi olsalar hiç bana göre değil. Sıkıcıyım biliyorum, ama 2 hafta tatil yapıcam diye 2 aylık strese girdim anacım ya.


Bende de problem var. Her şeyi aynı anda istiyorum. Hem mamiş’leri doya doya göriyim, hem arkadaşlarımı hem de O’nu.
Hepsi bir arada olsun diye uğraşırken de iyice uzaklaşıyor ihtimaller birbirinden


Bu haftasonunda hala bir şeyler kesinleşmemişse ben kesin deliricem sanırım.

Muguet.

1 Ağustos 2012 Çarşamba

hoş gel tatil

Önümde ikiiii haftalık kocaammmaann bir tatil.

Önce Manastır’ım, küçük evim.
Sonra Kaş.
Penceremin böyle açılacağı bir oda...


Geçsin hemen şu iki buçuk hafta, sonrası dinlenmeler, eğlenmeler, gezmeler.

Muguet.