24 Aralık 2010 Cuma

deli fişek servis şöförümüz. azgın boğa mı demeliydim?

Sabahları 9.00'da iş başı yapıyoruz biz. İnsanlar 9.15-9.30 arası geliyor ama...

Şu an saat kaç. Dur bakiim, aaaa daha 8.00 bile olmamış. Çünkü biz her sabah 7.45-8.00 arası işe geliyoruz.
Allah'ın bir ucunda oturuyorum evet, sabahları 10 dakika geç çıkmamız bizi işe yarım saat geç bırakıyor, tamam. Ama bari normal bir şekilde gelelim, saatin 8 buçık olduğunu görelim şirketin önüne geldiğimizde.

Ama hayır. Öyle bir şöförümüz var ki, kendini minibüs şöförü / ralli şampiyonu karışımı bir şey sanıyor.
Emniyet şeridi mi? O da ne? Biz onun bizim şöför için yapılmış özel yollar olduğunu sanıyoduk haftalardır:S

Sağlama sollama gırla. Bir de kızdı mı birine gör sen şamatayı. Resmen sıkıştırıyor, bir yolunu buluyor, adamın aracının yanına alıyo bizim aracı, tip tip bakarak devam ediyoruz yola öyle.

Geçen gün bir minübüsü kovaladık. Evet, kovaladık. Tem'e gidiş yolunda hem de:S Bizim ki "geç lan sağa" diye bağırıyor ama minibüscü de tık yok, gördü tabi bizim azgın boğa kıvamındaki iri yarı herifi, durur mu sağda, bastı gaza gidiyor, yolcuyu indirmeyecek elinde olsa.

Elinde değil tabi, biraz sonra yanaşmış sağa, bi kaç yolcu indiriyor. Bizim azgın boğa takipteymiş meğer, çekti mi arkasına, atladı mı arabadan, koşuyor mu minibüse doğru. Koşuyor, valla koşuyor.
Minibüscünün son yolcusunu atmasıyla fırlaması bir oldu, bizimki kaldı yolun ortasında, akan trafikte atlarsan bi de öyle yola, ezilme tehlikesini de göze almalısın tabi. Neyse ki deneyimli şöförlere denk geldik, korna basıp, bizimkine küfredip geçip gittiler.

Her gün bu şekilde gidip geliyoruz. Artık insanların ortak bir dileği var bizim serviste, "birini dövse de rahatlasa." Öyle bir tavrı var çünkü.

Tüm bu olanlara ne mi diyoruz serviscek?
Hiiiiç. Evet, koca bir hiç.

Sabahları kornalar biraz fazla çalınca herkes gözünü açıp bi bakıyor, tehlike geçmiş, hadi uyumaya devam'dan öteye bir adım geçmiyor ama...

Çünkü öyle bi yerde oturuyorum ki, servis şöförü dayanmıyor. Trafikte pes edip bırakıyolar servisi.

Elimizdekiyle yetiniyoruz sanırım biz servisce.
Ben zor tutuyorum kendimi, çok sinirleniyorum çünkü, ama korkuyorum lan. Evet evet yanlış okumadın! Korkuyorum.
Bu adam bakmaz bişeye, öyle dönüyor gözü, iner atar beni servisten. Döver bi de:p

Bu sabah yol boyunca, acaba adama tepki versem beni ne gibi tehlikeler bekler konulu ihtimaller serisini düşünmekten uyuyamadım.

Gör bak ne kadar korkuyorum!

Hiç yorum yok: