19 Temmuz 2010 Pazartesi

ve ben çeker giderim...

Çekip gitmek olmadı pek benimkisi gerçi. Sevgili müdürüm, genel müdür vs. iş seyahatinde olduklarından öyle görkemli bir istifa bile veremedim.

Aradım telefonla bildirdim anca. O da rica etti, tüm hafta yokuz, bari istifanı Cuma ver de bize iki hafta zaman tanı vs.. diye. Anam ne kadar kararlıydım, ona bile hayır diyemedim. Tamam dedim. Allah beni nasıl biliyorsa öyle yapsın.

Neyse sonuç olarak 9 Ağustos yepyeni bir başlangıç olacak benim için. Doğum günümün ertesinde hem de.

Haber ben tatildeyken geldi. Cuma öğleden sonra. Tatilden önce gelseydi iyi olacaktı, şimdi böyle tatilini de yaptı, verdi istifasını pislik! konumunda oldum yaa...

Ulan o diil de, sevgili müdürüm çok ılıman konuştu benle. Ben laf sokar, bizi yarı yolda bıraktın falan der diye bekliyorken, o böyle bi olgun, bi anlayışlı, bi hayırlısı olsun havasında. Memnun değillerdi herhal benden diyicem ama yok demek de istemiyorum yani...Tam olarak adaptasyon kısmını geçememiştim belki tamam ama... Amaaaannn neyse ne işte yaa... Memnnun değillerse de napalım, kısmet değilmiş. Bunu düşünmiyim ben şimdi, önümdeki maça bakıyım:p



Ay öyle yani... Aaaa tatilimmmmden bahsetmedim. Ama ne anlatıyım ki, öyle huzurlu, keyifli, keşifli, yorucu ve dinlendiriciydi ki... Çok mutluydum... O’nu seviyorum ben. Çok seviyorum. Nasıl güzel bir duygu yaaa, 8 gün dibinde yaşamak. İskelede güneşlenirken, o gazete okuduğunda (günün yarısı kadar yani) ve benim canım sıkıldığında bıdı bıdı yaparak beynini miktiğimde bile mutlu hissediyordum kendimi, o derece.

Ayrıca nerdeyse, ilk kez konuşacağımız kimse Türk olduğumu düşünmedi benim. Rus sanıp ya direkt rusça konuşuyolardı ya da direk “Türk’e benzeyen” sevgilimle muhattap oluyolardı. Çok keyif aldım bu durumdan. Böyle insanların konuşmaya başlamadan önce şöyle bi durup “ne cins” olduğumu anlamaya çalışması çok komikti. Acaba bu defa hangi dille konuşcaklar diye bekliyodum ben de zevkle:p

Sevgilimle beachvolley maçlarının değişmez ikilisi olmak da çok gurur vericiydi. Kendimle gurur duydum ama bir rus amcanın “Master” ilan ettiği sevgilimle daha da çok gurur duydum. Hem master’ın eşi olmuş oldum ben de böylece:p

O diil de eş diyince aklıma geldi bak, evlendirip yollıcaklardı nerdeyse bizi ordan. Herkes mi merak eder. Herkes mi “inşallah yakında evlenirsiniz” der:p Tamam onu herkes demedi ama bi kaç kişi dedi yani sanırım:p

Yaaa bi de canım sevgilim benim yaaaa... Otobüslerde ben uyuyabiliyim diye aptal saptal pozisyonlarda çekti taaa Marmarislerden onca yolu. Canım benim, hem uyudum horul horul, hem onu uyutmadım ama içimden hep taştı sevgim, yemin ederim, çok sevdim onu o anlarda.

Öyle işte yaaaa, çok eğlendim, mutlu oldum, bi daha aşık oldum, geldim. Gelmek çok zordu, adapte olmak işe hele, çok çok zor. Bir de istifa kararı almışken. Off... Lan anamı ağlatcaklar gider ayak, nefes alamıyıcam biliyorum ama yine de uzattım işte istifa dönemini... Pişman olucam, “Lan bırakıp gitcektim, görcektiniz o zaman pisliklerrr” diyicem ama yapamadım işte... Iyyyy ezik miyim lan ben!!

P.S: Allah'ımm nollur biz de fotoğraftaki teyzeyle amca gibi olalım noluuurrrr, sevgilim de öpsün beni o yaşta öyle, noluurr...

Hiç yorum yok: