20 Eylül 2010 Pazartesi

ruhumun harfleri

Bugün saat hemen geçsin istiyorum. Gün hemen bitsin.
Eve gidiyim…
İçimde dünden kalma bir sıkıntı, yeni günün geçiremediği, saat geçtikçe artan bir iç bıkkınlığı.
---
Yazmayı seviyorum.
Yazımı seviyorum, kalemleri de…Ucu ince, kalın, renkli olan kalemleri, kağıttaki yansımalarını.

Parmaklarımın klavyede gezmesini de seviyorum. Tuşlara bastığımda çıkan sesleri de. Ben yazarken ekranda git gide artan harf - kelime birikimini de.

Yazmak, kalemle ya da tuşlarla, huzur veriyor bana. Mantıklı ya da mantıksız olması önemli değil. Bazen bir kağıda karaladığım cümlelerim öyle anlamsız ki… Ama bir kelime oluyor içlerinde, o beni rahatlatan kelime oluyor, beni, o anımı anlatan. Ve ben sanki onu cümle içinde kullanmışım sadece…

Bazen sadece harflerim bana huzur veriyor. Kuyruğunun ucu tepesinden başlayan bir “s” harfi ya da gövdesinden büyük bir uzantıya sahip “y” veya o güzelim “v”… Onları oluşturmayı seviyorum. B’lerim, s’lerim, u’larım k’larım bana huzur veriyor. Bana, el yazıma ait motifler onlar, ruh halimden ve hevesimden etkileniyorlar. Dikler bazen, bazen eğik, kıvrakar bazen de. Ben neysem onlar da o oluyorlar.
---
Bugün saat hemen geçsin istiyorum. Gün hemen bitsin.
Eve gidiyim…
İçimde dünden kalma bir sıkıntı…

Hiç yorum yok: