23 Eylül 2010 Perşembe

tahammül sınırlarına takıldım

Tahammül kalmamış kimsede. Hep böyle miydi bilmiyorum ama bana son zamanlarda daha da bir artmış gibi geliyor.

Cumartesi gecesi bugüne kadar yüzlerce kez kullandığım çift katlı otobüsümde tartışmayla başlayan olay tekme tokat kavgaya dönüştü, adamı durağın birinde dışarı atmayla son buldu.

Üst kattaydım, olayın özünü bilmiyorum. Tek bildiğim bir anda alt kattaki kadının tartışmanın sonunda çığlık çığlığa bağırmasıydı ve bir adamın ona söz dışında fiziksel bir şekilde karşılık vermesi.

Üzerine yürümüş dediler, vurdu dediler bilmiyorum. Ama bir anda üst kattaki iki farklı grubun oluşturduğu gençler alt kata inip adama saldırdı. Alt kat nasıldı artık fikrim yok ama üst kat karıştı. Ben kendi adama birinin “Polis var burda, çıkar silahını” demesiyle korktuğumu anladım. Çünkü yukarıda kaçacak hiçbir yer yok. Bir iki kişi ağlamaya başladı. Çok gerildim, aşağıdaki insanları düşünmek istemiyorum bile, sürekli bir darbe sesi, bağıran insanlar, tahminimce aralarda sıkışanlar falan. Attılar sonra durakta adamı dışarı, yola devam ettik. Adamın suçu neydi, suçlu muydu, ne olmuştu benim için muamma…
---
Geçen haftalarda tem yolunun bir köşesinde iri yarı 3 kişinin yerde yatan bir kişiyi tekme tokat dövüşünü görmüştüm. Adamın ayakkabısının teki fırlamıştı ayağından, yüzü kafası kan içindeydi. Ama en çok kenarda kalan o ayakkabı teki sarsmıştı beni…
---
Bu sabah yine temde, servis sola yanaştı, yine kavga vardı… Bizim şirketin servislerinden biriymiş. Bir de özel bir araç. Servis şoförü yaşlı bir amca ama nasıl hırsla saldırıyor, diğerleri iki kişi, birinin kafası yarılmış kanlar akıyor. Bir de kadın var yanlarında, kafası kanayan adamı çekmeye çalışıyor. Şoför servise geri döndüğünde bu sefer de onlar hırslanıyor, biri camdan biri kapıdan servis şoförüne saldırıyor.

Ayırdılar sonra, herkes kendi aracına bindi, yola devam edildi.
Bizim şoför özel araç servisi sıkıştırmış dedi. Ne ara gördü, nasıl anladı meçhul. Ama elimizdeki tek bilgi bu. Çok da önemli değil kim haklı kim haksız.
Sorun insanların tahammülsüzlüğü. Kimsenin kimseye saygısı kalmamış derler ya hani büyükler, kalmamış gerçekten.

Kendilerine verdikleri zararı geçtim, güçlü, kalabalık vs. olup karşılarında kalanın zayıf olduğunu umursamamayı da geçtim (bu durum bir tek benim içimi acıtıyor da olabilir.), etraflarındaki insanlara verdikleri gerginlik, korku, tedirginliğe takıldım. Olayın varlığından bile habersiz, işlerine yetişmek isteyen insanların sebebini bilmedikleri trafik yüzünden araçlarda yaşadıkları sıkıntıya takıldım.

İnsanların bir kısmının tahammülsüzlüğünün diğer insanları aslında ne çok etkilediğine takıldım…

Takıldım ama biliyorum, ne ilk ne de son. Kuvvetin bir yaptırım olduğuna inandıkça bu insanlar, sen ben gibi “sıradan”lar tahammül sınırlarında takılı kalacağız, ne acı ama bu sabah bunu anladım…

Hiç yorum yok: