21 Eylül 2010 Salı

mars'a aşık venüs

Hiçbir şeye tutkun yok demişti bana ya da benzer bir şey.

Oysa yaptığım her şey tutkuluydu benim.

İzlediğim dizi, dinlediğim şarkı, okuduğum kitap, gittiğim yer, gördüğüm şey... Sevdiğim her şey ayrı bir gerçeklikti benim için ve ben de o gerçekliğin bir parçası... Hiç vakit kaybetmeden o gerçekliğin bir parçası olurdum.
Sürekli kullandığım şalım, parmağımdan çıkarmadığım yüzüğüm, yaptığım, kullandığım her neyse işte, bana ait olan herhangi bir şey bana bir şekilde tutku yolunu açardı.

Ama O “tutkun yok” demişti.

Haklıymış… Çünkü meğer bende var olan bütün tutkular ona akmış. Hepsinden kısılmış biraz. Hayatımın tutku öznesi O olmuş benim. Meğer artık O’ndan bir şey bulabiliyorsam zevk alıyormuşum ne yapıyorsam.

Hayatımın tutku öznesi…

Meğer Mars’a aşık Venüs olmuşum ben hiç fark etmeden.

Hiç yorum yok: