3 Eylül 2010 Cuma

aşk mı beni salak eden?

Korkuyorum da...

Çok bağlandım ona. Yanımda olmadığı her an özlüyorum, onsuz hiçbir şeyin önemi kalmıyor, nefes alamıyorum ya onsuz… İşte korkuyorum da.
Sevgi bunaltır mı insanı?
Ya bunaltırsa? Ya bir gün “Yeter! Boğuluyorum! Rahat bırak beni, nefes alamıyorum.” derse. Sınırlar olursa aramızda diye?
Sınırlardan korkuyorum. Benden uzaklaşmasından, bana sarılmak değil de ona sarılmamdan kaçmak istemesinden.
Hayatını bloke ettiğimi düşünürse diye ödüm kopuyor.

Hepsinden korktum. Kendime yavaşla dedim. Ama durdu bir anda her şey. Koptum gittim. Uzaklaştım. Ondan değil. Kendimden. Özlemime sınır çekmek o kadar koydu ki bana cezasını ona kestim.

Aşağıdaki tavrım biraz da bundandı. O da özlesin istedim sanırım beni. Benim hissettiğim gibi. Umutsuz özlesin istedim. Taa içinde hissetsin.
Ama beceremedim. Onu kırmaktan başka neye yaradı? Ya da kendimi küçük düşürmekten.
Ne hissettiğini bilmiyorum şu an. Ama hedeflediğim duygu olmadığı kesin.

En çok da neyden utandım biliyor musun; “hastanedeyim, kuzenim hastanede” dediğinde, ne zamandır diye soran bana “3 gündür” diye cevap verdi ya, yerin dibindeydim işte o an.

Aferin bana.
Özlemim, sevgim onu boğar mı bilmiyorum ama salaklığımın ve şımarıklığımın bıktırmaması için dua etmem gerek galiba…

Hiç yorum yok: