18 Haziran 2010 Cuma

Toplanan Erkekler

Dün İstanbul'un bir ucundan gerçek anlamda diğer ucuna toplantıya gittim. O kadar mızmızlandım, "yaa göndermeyin beni nooluuur, uzağım ben çok uzaaak" diye mırın kırın ettim. Kimsenin umrunda olmadı. Neyse gittim hadi.

Şirketten biriyle buluştuk yolda, kahvaltımızı yaptık, gidilcek yeri bulduk. Arabayı park ettik falan derken. Bi baktım anam bi sürü herif kapıda doluşmuş cigara içiyolar. Ayyy üstlerine sinmese de, içeriyi sigara kokutup migrenli bi toplantı geçirmeme neden olmasalar bari, diye düşünerek, tanıdıklarıma selam verip üç beş konuşarak, tanımadıklarımın yüzüne bakmayarak çıktım yukarı toplantı salonuna. Girişte, ev sahibi olan, günde yüz defa telefonda konuşmak zorunda kaldığım kişiyle tokalaşırken "Ooo işte toplantımızın tek bayanı da geldi" dedi. Gülümsedim sadece, ne diyim yani "ehehe, ne güzel dimi, fantazi falan yapıcaksanız haberim olsun" mu? Neyse diyip geçemeden ben, sol taraftan bi ses, patronlardan birinin cıvık oğluna ait; "bikbikbik bey, hanfendi son günlerdeki toplantıların tek bayanı, sadece bu toplantının değil, ehuehue." Noluyoruz beee. Ezik hissettim kendimi, geçtim oturdum.

Toplantı sabah 9 buçuk akşam 5 arasındaydı. 20 Erkek (2'si Alman:p)ve ben... İlk başta tırstım valla ne yalan söyleyim. Sonra henüz yok olmayan öğrenci damarım tutu galiba, başladım not falan almaya. Üniversitede bir derste o kadar çok not almadım ama ben. İlk yarı bitti, bizim şirketin berbat yemeklerinden sonra süper karnımı doyuran bi yemek yedim. Valla o çok iyi geldi, oh be iyi ki gelmişim, aç karnımı doyurdular, diye düşündüm. Karnımı falan sıvalzadım, geğiricem o moda geldim yani.

Sonra tekrar iğrenç, kliamadan vs. yapış yapış olan o odaya geri döndüm ama yavaştan sıkılmaya da başladım yani.

Sıkılan sadece ben değilmişim meğerse. Yavaş yavaş, o kadar erkeğin bir araya gelip de hala neden saçma sapık espriler yapmadığına şaşırmama fırsat kalmadan başladı bizimkiler.
Bi de malım ben, safım, 12 yaşında yeni yetmeyim ya hani, anlamıyorum sanki ne demek istediklerini. Olayın geneli ortada, ayrıntılara girilmiyo ama "burda şimdi ayıp olur, bayan var" Lan manyaklar ben anlamıyo muyum senin "delik ne kadar darsa o kadar iyi, puhahahha, abi açmıyım konuyu şimdi ayıp" derken neyden bahsettiğini. İlkokul çocuğu mu duruyor karşında. (Filtre deliklerinden bahsediliyo bu arada burda, ne iş yapıyo bu kız demeyin sonra:p)

Bu bi örnek sadece. Alaman Amca espriyi patlatıyo, hadi bizim cıvık patron oğlu çevirmiyo ya da bi kısmını çeviriyo, İngilizce söylediğinde de ben anlamamış gibi saf saf bakmak durumunda kalıyorum öyle. Hani "aaa etraftaki insanlar gülüyo ama benim aklım çook başka yerlerde, ben başka bir şey düşünüyodum, kaçırdım konuyu" triplerine giriyorum.

Öyle işte... Sevmiyorum bu tarz gelişmemiş insanları. Ağzından tek bir küfür çıkmayanlardan değilim, bozuk bi ağzım olduğu bile söylenebilir belki ama her şey de yerinde güzel. İş ortamındaysan edebinle anlat ne anlatcaksan, defol git. Kaç kere gördün beni de saçma sapan espriler yapıyosun.

"İş hayatında kadının yeri kompozisyonlu yazımızda" gibi oldu bu yazı yaaa:) Normalde öyle kadınların ezik falan kaldığını düşünmem iş yaşamında valla, öyle histerik takıntılarım da yoktur ama sinir oldum dün.

Yine de iyi ki gitmişim diyorum tabi, şirkete geri dönmeyip dierkt eve gidince normalden 2 saat daha erken evde oldum. 6 buçukta evde olmak ne güzel bir şeymiş yaaa. Yattım, kalktım, okudum, onu yaptım bunu hallettim derken saat sadece 8 olmuştu ve ben yayıla yayıla Aşk-ı Memnu'nun iyice sapıtan sondan bi önceki bölümünü keyifle izledim.

Sinirim mi? Unuttum gitti... Kırk yılda bi eve erken gelmişim, onu mu takıcam.

Hiç yorum yok: