24 Haziran 2010 Perşembe

kabus kodlar

Öss’ye dün geceki kadar çalışsaydım Odtü, Boğaziçi falan, istediğim okulda, yıllarca hayalim olan moleküler biyolojide okurdum heralde. Ya da hadi okuyamadım, hali hazırda 2. veya 3. sınıfta aldığım veri analizi dersinde bu hevesi gösterseydim, gıcık hocamın göz bebeği olurdum. Vallahi olurdum.

Bir ihtimal var. Hayatımı tekrardan farklı bir istikamete yönlendirebilmem için. Çok heyecanlıyım öyle böyle değil. Ancak önümde küçük bir engel var: SQL
O engeli aşabilirsem eğer, iş değiştiricem galiba. Yarın büyük gün. Ve ben dün gece aralıksız çalıştım bu engel için, nasıl hırs yapmışsam, nasıl istiyorsam artık. Şimdiye kadar çokktaaan “amaaan yapamıyorum yani, ne gerek var, kalsın tamam istemiyorum” demem gerekirdi. Oysa ben naaptım, dün gece kendisini “SQL duayeni” ilan ettiğim sevgilimin arkadaşıyla heves içinde çalıştım. İstiyorum yaa öyle böyle değil, gerçekten istiyorum, taaa içimde bi yerlerde böyle kıpır kıpır.
Bütün gece uyumadım neredeyse, dün en öğrendiysem, neyde takıldıysam, ne kod yazıp durduysam hepsi üşüşmüşlerdi gece başıma. ‘Count’lar üstüme gelirken uyanıyorum, tam gözümü kapatıyorum bu defa da ‘distinct’ geliyo, anam dur bi açıyım gözümü de rahatlıyım diyorum bu sefer bir kalıp kod beynimde dönüp, “doğru muyuz sence, yanlış mıyııızz, baksana bizeee” diye şarkı söylemeye başlıyor.
Fıttırıcaktım, sabah yüzüm gözüm şiş, mide bulantısıyla uyandım, böyle panik, heyacan, istek, korku, ne kadar his varsa hissedebileceğim, hepsini hissediyorum, iğrenç.
1 gecem daha var. Halledebilirsem, yarın yüz akıyla çıkıcam ordan. Yoksa hayal kırıklığı... Hem de en eziğinden.

O değil de, daha kötüsü var bir de. Ben sanki haftaya işten ayrılcakmış gibi bir halet-i ruhiyeye girdim böyle. Deli miyim neyim? Müdürüme nasıl söyliyiceğimi düşünmeye başladım. İşlerimi toparlamaya, arkamda dağınık bir iş yığını bırakmıyım diye, excel tablolarıma notlar düşmeye falan başladım. Hani benden sonra işleri devralacak kişi bakınca ne yapıldığını anlasın falan diye. Bildiğin toparlıyorum, her şeyi basite indirgeyip bırakıyım diye bir mantık içerisindeyim resmen.

Korkuyorum. Bu çok heveslendiğimin göstergesi çünkü. Olmazsa çok koyucak belli. Ama elimde değil. Gitmeliymişim ve gidicekmişim gibi hissediyorum.

Etrafımdaki herkese dua etmeleri için yalvarıyorum bildiğin. Sen niye etmiyosun diyiceksin, edemiyorum. O kadar çok istiyorum ki, yanlış bir dua edicekmişim diye korkuyorum.

Hiç yorum yok: